26 Ekim 2009 Pazartesi
DİABET
Diabet Nedir?
Diyabet kronik, pankreasın yetersiz veya hiç insülin üretmemesiyle karakterize, şeker yüksekliğiyle seyreden bir hastalıktır. insülin, şekerin enerji olarak kullanılabilmesi için hücreye girmesini sağlamakta gerekli bir hormondur. İnsülin miktarının veya etkinliğinin azalmasına bağlı olarak kan şekeri yükselir.
(Hiperglisemi) Bu durum uzun dönemde birçok doku ve organlarda hasara yol açar. Diyabetin iki önemli ve belirgin tipi vardır Bunlar:
Tip 1 diyabet :
Tip 1 diyabet otoimmün mekanizmalara bağlı olarak insülinin pankreasta hiç üretilmediği ya da çok az üretildiği tiptir. insülin vücutta hiç bulunmadığından, diyabet ancak insülin enjeksiyonu veya pompayla tedavi edilebilir. Ayrıca tip 1 diyabete juvenil diyabet de denir. Genellikle çocuk yada genç erişkin çağda ortaya çıkar.
Tip 2 diyabet
Tip 2 diyabet daha çok insülin direnciyle karakterizedir. Tip 2 diyabette insülin yeterince düzenli salınıp etkili olamamaktadır. Aslında insülin miktarları normal, hatta fazla bile olabilir. Sıklıkla egzersiz ve diyet, tedavide en etkin yöntemlerdir. Bununla beraber tedaviye ilaç ve bazen insülin de eklemek gerekebilir. Tip 2 diyabet en sık görülen tip olup toplumda rastlanma sıklığı oranı %90’dır ve dünyada yaklaşık 246 milyon insan tip 2 diyabetlidir.
Her iki tip şeker hastalığı da ciddi etkileri olan hastalıklar olup çocuklarda her iki tip diyabet de oldukça sık bulunmaktadır. Rastlanma sıklığındaki artış, özellikle çocukları korumanın ciddiyeti açısından önemlidir. DİĞER DİYABET TİPLERİ:
Üçüncü tip diyabet ise hamilelik döneminde görülen tiptir. Bazen gebelikten sonra kalıcı olabilir.
Diyabetin çarpıcı belirtileri:
• Sık idrara çıkma,
• Aşırı susama,
• Terleme,
• Sık acıkma,
• Kilo kaybı,
• Halsizlik,
• Konsantrasyon bozukluğu,
• Bulanık görme,
• Karın ağrısı ve kusma, sık hastalanmadır.
DİPABETİN KOMPLİKASYONLARI:
Diyabet hayat boyu süren, dikkatle izlenmesi gereken, iyi kan şekeri kontrolünün şart olduğu bir hastalıktır.
İyi olmayan takip ve kontrol yüksek şekere ve uzun dönemde birçok organda hasara neden olur.
• Kalp hasarı: Sıklıkla kalpte ve damarlarda ölümcül zararlara yol açar. Özellikle kalp damarları tıkanabilir, kalp krizi yaşanabilir.
• Böbrek hasarı: Diyalize kadar götürebilir ve böbrek nakline gereksinim duyulacak kayıplar yaşanır.
• Sinir hücreleri: Sinir hücreleri hasar görür, buna bağlı ayak yaraları olabilir.
• Göz hasarı: Göz hasarı kapsamında retina kanamaları ve buna bağlı görme kaybı meydana
gelir.
Diabetin Tedavisi
Bugün diyabeti, tamamen iyileştirici bir tedavi yoktur. Ancak, etkin tedavi vardır. Eğer, uygun ilaçlar, kaliteli bakım ve iyi tıbbi beslenme alabiliyorsanız aktif ve sağlıklı bir hayat sürdürebileceksiniz ve komplikasyon gelişme riskini azaltmış olacaksınız.
Kontrollü Diyet
Yiyecekler, kan şekeri düzeyini yükseltirler. Diyabetli kişiler, herhangi bir kimse gibi, dengeli bir diyete ilave olarak karbonhidratlı besinleri ölçülü almak zorundadırlar.
Fiziksel Aktivite
Egzersiz kan şekerini düşürür. İnsulin gibi, vücudun kendi kan şekerini etkin bir şekilde kullanmasına yardım eder. Egzersiz, kilo kaybetmenize de yardımcı olur.
İlaçlar
Diyabet tedavisinde kullanılan ilaçlar iki türdür.
1)İnsülinler
2)Ağız yolu ile kullanılan tabletler
İnsülin kan şekeri seviyelerini en etkili düşüren maddedir. Tip 1 diyabetli kişiler, yaşantılarını normal düzeyde sürdürebilmek için günde 2-3, hatta 4 defa insülin yapmak zorundadırlar.
Tip 2 diyabetli kişiler, kan şekerlerini düşürmek için oral hipoglisemik ilaçlara ihtiyaç duyarlar, çok az bir kısmı da insulin enjeksiyonu ihtiyacında da olabilirler.
Diyet, insülin, ağız yolu ile alınan ilaçlar ve egzersizin dengesini doğru olarak oluşturmak çok önemlidir.
Bu dengeyi başarmak, diyabetli bir kişi için yaşam boyu, usanmadan sürecek bir disiplin gerektirir.
Sağlıklı Yaşam Tarzı
İyi haber, her şeker hastasının normal insanlar gibi bir hayat sürdürebilmesidir. Bunun sırrı, iyi kontrolde yatmaktadır. Böylece diyabet sizi değil, siz diyabeti kontrol edeceksiniz. Aşağıdakiler, dört unsurlu sağlıklı bir yaşam tarzı planını uygulamak için önemli kılavuzlardır.
* Dengeli bir diyet
* Fiziksel aktivite
* Tıbbi yardım (İlaç)
* Sosyal yaşamın düzenlenmesi
Diyabetimiz olsun olmasın, sağlıklı bir şekilde beslenmelisiniz ve düzenli olarak egzersiz yapmalısınız. Sağlıklı bir yaşam tarzı tip 2 diyabetin başlamasını önlemeye ve mevcut hastalığı olanlarda diyabete bağlı komplikasyonları sınırlamaya yardımcı olabilir.
Dengeli Bir Diyet
Çok iyi dengeli, sağlıklı yeme planı, diyabetli tüm kişiler için iyi bir kan şekeri kontrolünü sağlamada köşetaşı görevini üstlenmektedir. İnsülin veya tabletler ile tedavi edilmiş olup olmadığınıza bakılmaksızın siz her zaman, bilinçli bir yeme planını izlemek zorundasınız.
Yani, diyabetik denilen diyet gerçekte bir diyet değildir. Fakat, tüm aile için ideal olan sağlıklı bir yeme planıdır. Sağlıklı yemek, yalnızca kan şeker seviyelerini kontrol etmeye yardımcı olmaz (böylece diyabete bağlı komplikasyonların başlangıcını da geciktirir), fakat aynı zamanda vücut kilosunu korumaya ve kalp hastalığını önlemeye yardımcı olur. Eski bir deyiş olan “Ne yerseniz, O’sunuz” cümlesi kesinlikle doğrudur. Kan şekeri seviyeleri yediğiniz her şeyden etkilenmektedir. Akıllı yemek seçimleri sağlıklı bir yaşam ve hastalığı önlemek için anahtar görevini görür.
Fiziksel Egzersiz
Günümüzde, erişkinlerin çoğu ve giderek artan sayıda çocuklar, inaktif bir yaşam tarzı sürdürmektedirler. ‘Fitnes’, gelişmiş ülkelerde moda olmasına rağmen, biz bunu uygulamada hala aktif değiliz. Fiziksel aktivite herkes için çok önemlidir. Egzersiz, ‘fitnes’in gelişmesine yardımcı olur, kalori yakar ve böylece beden yağlarını azalır ve kas tonusü artar. Fiziksel aktivite iyi bir sağlık için anahtar görevini görür.
Diyabetli kişiler için, egzersiz kan şekerini düşürür, aynı zamanda, vücudumuzun kan şekerini etkili bir şekilde kullanmaya yardımcı olur (İnsulin duyarlılığını arttırır). Kilo kontrolü ve psikolojik olarak kendini iyi hissetmeyi de sağlar.
Farmakolojik Yardım
İnsülin kan şekeri seviyelerini azaltan bir maddedir. Vücut kendi insülinini yapamadığında (Tip 1 diyabetlide olduğu gibi, dışarıdan insülin vermek tedavinin esasını teşkil eder. Tip 1 diyabetli kişiler, sorunsuz ve iyi ayar için günlük yoğun insülin tedavisine ihtiyaç duyar. Planlı yaşamak, kan şekerlerini düzenli kontrol etmek (self-monitoring) ve ona göre insülin dozlarını ayarlamak ve doktoru ile ilişki kurmak en önemli görevi olmalıdır.)
Tip 2 diyabette, bir miktar insülin vücut tarafından üretilir. Fakat ihtiyacı karşılayacak yeterlilikte değildir. Tip 2 diyabetli kişiler, kan şekerini düşürmek için oral hipoglisemik ilaç kullanırlar ve bazıları insülin enjeksiyonu ihtiyacında olabilirler (Tip 2 diyabetli kişilerin %30’u durumlarını kontrol için biraz veya tamamen enjeksiyon ihtiyacında olabilirler). Buradaki önemli nokta, durumunuza uygun yeterli yardım aldığınızdan ve yaşamınızda gerekli ayarlamalar yaptığınızdan emin olmaktır. Kontrol eden kişi siz olmalısınız (Self-monitoring).
Sosyal Yaşam
Bir sosyal yaşama sahip olmak demek, diyabetlide sağlıklı yaşam tarzının gerekli bir parçasıdır. Diyabetin kontrolü için sağlıklı yaşama uyum, şarttır. Sağlıklı bir sosyal yaşam, arkadaşlarla ve aile ile birlikte diyabete ait problemleri önlemek ve stresi azaltmak için gereklidir. Bu aynı zamanda diyabetin istenmeyen belirtilerini ve yan etkilerini azaltır.
Dengeli ve bilinçli bir diyetle, bir partide eğlenmek veya bir kutlamada bulunmak doğaldır. Sağlıklı bir yiyecek rehberi herkese tavsiye edilebilir ve bu şekilde beslenmek, sıkıcı değildir. Egzersiz de ilave edilirse sosyal yaşamınız daha renkli ve düzgün olur. Arkadaşlarla ve aile ile yürüyüşe çıkmak ve bir arkadaş ile lokal bir spor kulubüne üye olmak, egzersizi eğlenceli hale getirebilir. Ve hem vücut ve hem de zihinsel rahatlık için büyük bir fırsat sunar.
Özkaleli diabetik(şekersiz) kuşburnu pulpu (meyva özü) şeker hastalarına yönelik hazırlanmış eşsiz bir doğal üründür.Vücuttaki şekerin dengelenmesinde ve zindelik kazandırmada çok etken bir meyva pulpudur. Herhangi bir tatlandırıcı ihtiva etmeyen tamamen doğal kuşburnu meyvasının özüdür. Sabah kahvaltılarda reçel olarak, pastalarınızda, kuşburnu suyu olarak ve diğer kullanım alanlarında kendi isteğinize göre rahatlıkla tüketebilirsiniz
15 Ekim 2009 Perşembe
Süper Bir Hafıza İçin 9 Alıştırma
Süper Bir Hafıza İçin 9 Alıştırma
Hayatın rutini sizi sıkmış ve bunaltmışsa, yaşamı farklılaştırmanız ve bunun için de beyninizi bazı alışkanlıklarını terk etmeye zorlamanız gerekiyor. Bu size hem zihinsel zindelik hem de rahatlamayla birlikte mutluluk getirecek.
1-Ters El Egzersizi
Vücudunuzu yeni davranışlara alıştırın. Saçınızı tararken, dişlerinizi fırçalarken, kahvenizi karıştırırken ya da diğer günlük basit işleri yaparken sürekli kullandığınız elinizi değil, diğer elinizi kullanın.
2- Duy(G)ularını Hissetme Egzersizi
Gözlerinizi kapatın ve odada yolunuzu duygularınızla bulmaya çalışın. Bilinçli olarak sesleri dinlemeye ve kokuları almaya çalışın. Bazen yerden bir şey almanız gerektiğinde, ayaklarınızı kullanın. Mesela kapıyı ayağınızla kapatmak gibi... Kitap okumayı seviyorsanız bir sayfayı kitabı ters tutarak okuyun.
3- Takdir Etme Egzersizi
Basit ve ucuz bir yoldur övmek. Hafızayı geliştirir. İnsanlarda takdir edilecek yönler bulmaya çalışın ki takdir edilesiniz. Birilerini eleştirmeyi bırakın. Çünkü her olumsuz söz hafızamızda tıkanıklık meydana getiriyor. Zihnimiz adeta kilitleniyor. O zaman övgü dolu sözler söyleyin. Karşınızdaki insan, sizin takdir dolu sözlerinizle mutlu olsun.
Takdir ettiğiniz insan herhalde size bağırıp çağırmayacak. Daha iyi bir insan olmaya başlayacak. Size gülümseyecek.
Gülümseme bulaşıcıdır. Siz de gülümseyecek ve rahatlayacak, keyif alacaksınız. Keyif alınca mutluluk hormonu (endorfin) salgılamaya başlayacaksınız. Böylece hafızanız daha sağlıklı ve etkin çalışacak. Denemesi bedava!
Sonuç olarak; sen olumluyu gör, takdir et, hafızan gelişsin.
4- Detayları Görme Egzersizi
Bir resme dikkatlice bakın. Daha sonra gözlerinizi kapatın. Resmin içindekileri sıralayın. Eşiniz ya da arkadaşınız kaydetsin söylediklerinizi. Gözlerinizi açın ve resmi inceleyin. Kaçırdıklarınızı görün. Bu egzersizi günde 3-4 kez yapmaya çalışın, giderek daha dikkatli olacaksınız ve detayları göreceksiniz. Çarşıda vitrinlere bakın ve geçtikten sonra içinizden neler gördüğünüzü sıralayın.
5- Empati Egzersizi
Kendini bir başka insanın yerine koymaya empati dendiğini biliyoruz. Her gün 5-10 dakika bu zihinsel egzersiz size çok şey katacak. Çünkü olayları karşıdakinin bakış açısından anlamaya çalıştıkça hissedilmeyeni hissedecek ve beyninizde farklı çözümler patlayacak, parlayacak. Bu balon patlatmaya benzemez. Bunlar, içinizdeki dehanın açığa çıkması için elzem patlamalar… Benden söylemesi...
Öyle kendi pencerenizden seyrederek hiçbir şeyi hissedemezsiniz. Kendinizi başkalarının yerine koyarsanız, yeni nöron bağlantıları ile iletişim köprülerini kolayca kurabileceksiniz. Kalbin ve aklın arasındaki bu köprü size çok şey kazandıracak. Hafızanız güçlenecek.
6- Geleceği Şimdi Yaşama Egzersizi
Her zaman üzüntü ya da şüpheye yakalanıyorsanız ve kendinizi başkalarından daha aşağı görüyorsanız, en çok istediğiniz ve elde ettiğiniz şeyi ayrıntılı olarak tasarlayın ve o andaki yaşamınızı düşünün. Negatif düşünceleriniz olduğunda pozitife çevirmek için gün boyunca bu egzersizi uygulayın.
7- Gözden Geçirme Egzersizi
Her günün sonunda, o ana kadar ne yaptığınızı 60 dakika içinde gözden geçirin. Bu, gününüzü daha önemli hale getirmek için iyi bir yoldur. O ana kadarki tüm aktivitelerinizi zihinsel olarak gözden geçirin. Hafızanız gün içindeki boşlukları, anları kasıtsız olarak açığa vuracaktır. Siz de bunları daha iyi değerlendireceksiniz.
8- Sıradışılık Egzersizi
Esnek olmak ve kolayca uyum sağlamak için hayatınızı değiştirin, her gün farklı bir şeyler yapın. Farklı bir mağazadan alışveriş yapın ya da rutin ev-iş yaşamından çıkın. Ormanlık yeşil bir alanda, he zaman kullandığınız elinizle değil, diğeriyle yemek yiyin. İki-üç topu havaya fırlatın, ters elinizle tutmaya çalışın. Devam edin. Atıl kalan beyin loblarınız çalışsın, bayram etsin.
9- Tersten Okuma Egzersizi
Beyninizi şaşırtmak istiyorsanız zaman zaman tersten okuma çalışması yapın. Böylece, beyninizin aktive olmamış bölümlerini tetiklersiniz. Beyin alışmış şeylere tepki vermez. Ters görüntü, yazı, düşünme tarzı, hareketler… Bunlar beynin dikkatini çeker. Eminim günümüzün hızlı yaşamında buna ihtiyacımız var. Süper beyinli günlere dileğimle...
Yazar : Ferİt Delen
14 Ekim 2009 Çarşamba
BEYİN HÜCRELERİNİ KARA ÜZÜM PEKMEZİ BESLİYOR
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüseyin Çelik, kara üzümün, koroner kalp hastalıkları ve kanser gibi ölüm oranı yüksek hastalıkları önlediğini ve bu hastalıkları tedavi edici özelliği olduğunu söyledi.
Kara üzümden üretilen kara üzüm pekmezide tüm bu özellikleri bünyesinde barındıran eşsiz bir doğal pekmezdir.
Doç. Dr. Hüseyin Çelik, kara üzümün kabuklarında bulunan ve fitoaleksin grubu bileşiklerinden olan 'resveratrol'ün kanser oluşumunu engellediğini, düşük yoğunluktaki yağlı bileşiklerin okside olarak kılcal damarlarda birikmesini engelleyerek kalp krizi riskini azalttığını belirterek, "Antioksidant olarak görev yapan resveratrol, nemli bölgelerde yetişen ve renkli olan üzümlerin kabuk kısımlarında bol miktarda bulunmaktadır. Dolayısıyla Karadeniz Bölgesi'nde yetişen kara üzümlerde bu madde bol miktarda mevcuttur" dedi.
Kara üzümün yüksek şeker içeriği dolayısıyla kalori değeri fazla olan bir besin maddesi olduğuna değinen Doç. Dr. Hüseyin Çelik, "Beslenme değerini oluşturan maddelerin niteliği ve miktarı taze veya işlendikten sonra dönüştüğü ürüne bağlı olarak değişmektedir. Bazı karaciğer hastalıkları ve kansızlığın tedavisinde de etkili olan kara üzüm, içerdiği meyve asitleri ve lifli yapısından dolayı mideye zarar vermeden böbrek ve bağırsak sisteminin çalışmasını düzenler, kanın temizlenmesine de yardımcı olur" şeklinde konuştu.
İçerdiği besin maddeleri sayesinde güzellik iksiri olan ve zayıflama rejimlerinde kullanılan üzümün gerçek bir beyin besini olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Hüseyin Çelik, "Öğleden sonra yenilecek bir salkım üzüm veya kahvaltıda tüketilecek karaüzüm pekmezi, vücudu ve beyin hücrelerini zindeleştirmektedir. Bir kilo üzüm, bin 150 gram süt, 390 gram et, 300 gram ekmek ve bin 200 gram patatese eşdeğer sayılmaktadır" diye konuştu. Çelik, özellikle nem oranı yüksek Karadeniz Bölgesi'nde yetişen kara üzümün kabuklarıyla beraber tüketilmesinin önemine işaret ederek, "Böylece kabuklardaki resveratrol maddesinden insan vücudu çok daha fazla miktarda yararlanacaktır" dedi.
"Sonuç olarak üzüm, güzellik iksiri, gerçek beyin besini ve zayıflama rejimlerinin ana ürünüdür" diyen Çelik, "Daha da önemlisi renkli üzümlerin kabuklarında bulunan resveratrol maddesi kansere karşı savaşmakta, antioksidant görevi sayesinde yağlı bileşiklerin kılcal damarlarda birikmesini engellemekte yani antikoagulant olarak davranmakta veya aspirin gibi kanı sulandırarak koroner kalp hastalıklarına karşı insanları korumaktadır" dedi.
Doç. Dr. Çelik, şifa kaynağı olan üzümün diğer faydalarını ise şöyle sıraladı:
"- Amino asitler, B vitaminleri (B1, B2), mineraller, potasyum, magnezyum ve demir içerdiği için bağışıklık sistemini kuvvetlendirir.
- Kara üzüm pekmezi İçerdiği doğal fruktoz sayesinde vücudun harcadığı enerjinin kısa sürede depolanmasını sağlar.
- Bünyesindeki magnezyum insanın iş verimliliğini arttırır.
- Bünyesindeki asitler (tartarik, sitrik, malik, süksinik, fumarik, pyruvik, oxaglutarik, gliserik, glikolik, dimetil-süksinik, shikiminik ve guinik asit) mideye zarar vermeden böbrek ve karaciğerin çalışmalarını hızlandırır, bu çalışmaları destekler.
- Yağların erimesine yardımcı olur.
- Vücudu virüslere karşı dirençli hale getirir.
- Kabuk ve çekirdekleri bağırsak metabolizmasını hızlandırır.
-Kara üzüm pekmezi Cildin taze ve temiz bir görünüm almasını sağlar.
- İçerdiği bioflavonoidler sayesinde C vitamini aktivitesini arttırır.
- Kara üzüm pekmezi Alerji ve kireçlenmelerde iltihap oluşumunu engeller.
- Besinlerin parçalanması sonucunda oluşan serbest radikallerin kılcal damarların duvarlarına saldırmasında güçlü bir antioksidant görev üstlenerek düşük yoğunluktaki lipoproteinlerin (LDL) kılcal damarlarda birikmesini engeller.
- Hücrelerde değişim sonucunda tümör oluşumuna izin verebilecek hücre için moleküller üzerine serbest radikallerin saldırısını bloke eder ve sonuçta kanser oluşumunu engeller
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)